Yaban hayvanlarının nesli kaçakçılık tehdidi altında

“`html

Yaban Hayatı Kaçakçılığı: Tehditler ve Çözüm Yolları

WWF-Türkiye’nin Biyoçeşitlilik Kıdemli Uzmanı ve Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, yaban hayvanlarının kaçakçılığının hem türlerin varlığına hem de ekosistemlerin dengesine önemli zararlar verdiğini ifade etti.

Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezleri, yasa dışı ticaret veya esaret dolayısıyla kurtarılan, doğal kaynaklardan veya insan etkisiyle yaralanmış ya da hastalanmış yaban hayvanlarının, doğal yaşam alanlarına geri dönmelerine kadar bakım ve tedavi süreçlerini yürütmektedir.

Bu tür faaliyetler, 2000’li yılların başlarından itibaren üniversiteler, hayvanat bahçeleri, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa olarak uygulanmaya başlanmış, 2010 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Bursa Celal Acar Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kurmasıyla daha etkili bir hal almıştır.

Yürütülen çalışmalar, üniversitelerin veteriner fakülteleriyle yapılan işbirliği protokolleri sayesinde daha kapsamlı bir şekilde sürdürülmektedir.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 2012-2022 yılları arasında toplamda 90 bin 486 zarar gören yaban hayvanından, 50 bin 8’inin tedavi sürecinin tamamlanarak doğal ortamlarına geri kazandırıldığını bildirmiştir.

Doğaya geri dönemeyen hayvanlar ise hayvanat bahçelerine yönlendirilmiştir. 2023 yılında zarar gören 17 bin 884 yaban hayvanından 11 bin 284’ü tedavi edilerek salıverilmiş, 2024 yılı itibarıyla ise 18 bin 763 yaralı hayvandan 11 bin 391’i aynı süreçten geçmiş ve doğaya geri geri kazandırılmıştır.

Tarım ve Orman Bakanlığı, her ilde Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi oluşturma hedefiyle şimdiye dek Afyonkarahisar, Bursa, Diyarbakır, Konya, Şanlıurfa, Mersin, Sinop, Kars, Van, Rize ve Hatay illerinde tesisler açmıştır.

“Kaçırılan 100 yaban hayvanından yalnızca 10’u hayatta kalabiliyor”

Kütükçü, yaban hayatı kaçakçılığının yumuşakçalar, sürüngenler, amfibiler, kuşlar ve memeliler gibi birçok canlıyı ve bitkiyi kapsadığını belirtti.

Talep doğrultusunda oluşan bu sistemin, yaban hayvanlarının ve bitkilerin yasa dışı ticaretine zemin hazırladığını ifade eden Kütükçü, “Yaban hayvanları bilimsel araştırmalar, geleneksel tıp, inançlar veya spor aktiviteleri için kaçırılabiliyor. Ayrıca egzotik hayvan koleksiyonculuğu gibi farklı sebeplerle kaçakçılığa maruz kalıyor.” dedi.

Kütükçü, dünya genelinde yaban hayatı kaçakçılığının en yaygın görüldüğü bölgelerin, zengin çeşitliliğe sahip Doğu Afrika, Orta Afrika, Uzak Doğu, Yeni Gine, Güney Amerika ve Orta Amerika olduğunu aktardı.

Silah ve uyuşturucu kaçakçılığından sonra en büyük suç kategorisi olan yaban hayatı kaçakçılığının ekonomik boyutunun 25-30 milyar doları bulduğunu belirten Kütükçü, bu faaliyetlerin türlerin varlığına ve ekosistemlere büyük tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Kütükçü, gri papağanların en çok talep gören türlerden biri olduğunu ve bu türün popülasyonlarının doğasında ciddi bir azalma yaşandığını, bunun sonucunda ticaretinin tamamen yasaklandığını dile getirdi. Kaçırılan yaban hayvanlarının nakil esnasında kötü koşullarda taşındığını, kaçırılan 100 hayvandan yalnızca 10’unun yaşamını sürdürebildiğini belirtti.

İstilacı Tür Sorunu

Kaçırılan hayvanların stres altında ve zorlu şartlarda taşındığını kaydeden Kütükçü, bunun insan sağlığına da olumsuz etki yapabilecek patojenlerin yayılmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Ayrıca, başka bir bölgeye kaçırılan bitki veya hayvanların istilacı tür olma riski taşıdığına da dikkat çekti. “Kırmızı kulaklı su kaplumbağaları ülkemizde istilacı bir tür halini almış durumda. İnsanlar, küçük yaşta aldıkları bu hayvanları uygun olmayan koşullarda besleyebiliyorlar; artık büyüyünce bırakıldıklarında yerli türleri tehdit ederek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlar.” dedi.

İstanbul Havalimanı’nda Yakalanan Yavru Goril

Kütükçü, Türkiye’den yurt dışına daha çok tıbbi bitkiler, saka gibi kuş türleri ve endemik hayvanların kaçırıldığını hatırlatarak, İstanbul Havalimanı’nda Nijerya’dan Tayland’a gönderilen bir kargoda yavru goril ele geçirildiğini ifade etti.

Yavru goril hakkında bilgi veren Kütükçü, “Yavru goril yakalandığında uygun yaşam koşullarında değildi. Dehidreydi ve oldukça kötü durumda el konuldu. İlgili kurumlar hızlıca müdahale etti ve uygun bakım, tedavi için uluslararası uzmanlarla irtibat kurdular çünkü bu tür ülkemizde çok nadir bulunuyor.” şeklinde konuştu.

Kütükçü, toplumun yaban hayatı kaçakçılığı konusunda bilinçlendirilmesinin önemi üzerinde durdu. Ayrıca, İstanbul’daki havalimanlarında ilk müdahale ve karantina koşullarının sağlanacağı uzman bir klinik açılmasını önerdi. (AA)

Kızılcık Şerbeti kamera arkası: Nursema, Pembe, Fatih, Doğa ve diğer karakterler konuştu

_____________________________________________________________________________________________________

Günün öne çıkan haberleri

TIKLAYIN | Bolu’daki otel yangınında annesini arayıp helallik almıştı; aynı aileden 14 kişi hayatını kaybetti!

TIKLAYIN | Kartalkaya’daki otel yangınında hayatını kaybedenler kimler?

TIKLAYIN | Bolu’daki yangın faciası gazetelere böyle yansıdı: Kartalkaya katliamı

TIKLAYIN | İstanbul Emniyeti’nden Ümit Özdağ raporu

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir