İTO Başkanı Avgadiç’ten ‘bölgesel asgari ücret’ açıklaması

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, çağı yakalamanın, bir adım önde olmanın tek yolu olduğunu belirterek, “Bütün sanayi dallarının teknolojilerini belli dönemlerde yenilememiz gerekiyor. Bunun için uygun şartta finansmana ihtiyaç var” dedi.

Avdagiç, iş dünyasının gündemindeki konu başlıklarına ilişkin gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de Türk lirası kaynağın hala çok pahalı olduğunu belirten Avdagiç, “Reeskont kredilerinin ve Eximbank kredilerinin maliyeti biraz daha avantajlı ama hala çok pahalı. Yabancı kaynaklı, döviz kaynaklı kredilerin kullandırılmasıyla ilgili kısıtlamalar devam ediyor. Dolayısıyla bütün bunlara baktığımız zaman, Türkiye’de ihracatçının finansa ulaşması hala sıkıntılı bir konu” ifadelerini kullandı.

Avdagiç, iş dünyasının 2025’ten beklentilerine ilişkin değerlendirmede bulunarak, enflasyonun bu yıl Merkez Bankasının koyduğu hedeflere uygun olarak belirlenen patikanın içinde kalmasıyla ilgili beklentileri olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin kredibilitesiyle ilgili sağlanan iyileştirmelerin en azından aynı kalması, mümkünse daha iyi bir noktaya taşınması hedefleri olduğuna değinen Avdagiç, “CDS’lerin azalmasına bağlı olarak hem özel sektörün hem de kamunun döviz bazlı borçlanma maliyetinin düşürülmesiyle ilgili beklentimiz var. Buna bağlı olarak son 1,5 yılda yaşanan kur makasının üretici ve ihracatçı tarafından yönetilebilme noktasına gelmesi için politikaların mutlaka öncelikli olarak gözden geçirilmesinin çok net beklentisi içerisindeyiz” diye konuştu.

Avdagiç, ihracatçının ve üreticilerin finansmana ulaşamamasının bir açmazı bulunduğunu kaydederek, mevcut kur politikası ile rekabetçiliğin gerilediğini bu sebeple daha düşük karlarla üretim ve ihracat yapıldığını söyledi.

Çağı yakalamanın, bir adım önde olmanın tek yolu olduğunu aktaran Avdagiç, şunları kaydetti:

“Bütün sanayi dallarının teknolojilerini belli dönemlerde yenilememiz gerekiyor. Bunun için uygun şartta finansmana ihtiyaç var. Şu anda böyle bir kaynağa ulaşmak mümkün değil. Bu kaynaklara erişim maliyeti, bilahare yapacağınız yatırımın size sağlayacağı katma değerden daha yüksek olduğu için iş adamları için bir cazibesi, rasyonalitesi yok. Yatırımı tekrar cazip hale getirecek önlemler iş dünyasının önünü açacaktır” dedi.

Avdagiç, asgari ücretin yılın ikinci yarısında artırılıp artırılmayacağına ve bölgesel asgari ücret tartışmalarına değinerek, “Asgari ücrete ne sadece 1 Ocak 2025 rakamıyla bakmak lazım, ne de Türkiye’de sloganik düzeyde eşitlikçi, karşılığı, temeli olmayan bir yaklaşımla bakmak lazım. Her iki konuyu da dikkatlice inceleyip, süreci daha yönetilebilir bir noktaya taşımamız lazım diye düşünüyorum” diye konuştu.

BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

“Anayasaya aykırıdır, insan haklarına aykırıdır diye eleştiri getirenler oldu, şimdi onları biz izliyoruz. Şu anda onlar bunu gündeme getiriyorlar. Halbuki eğer bu anayasaya, insan haklarına, eşitliğe aykırıysa, o zaman teşviklerde uygulan farklılıklar, 1’inci bölgeden 6’ncı bölgeye kadar farklılıklar aykırı olmuyor mu? Yani ben İstanbullu yatırımcı olarak sıfır teşvik alıyorum, İstanbul’da hiçbir sektörün teşviki yok ama teşvik alan bölgeler var. O zaman bu da İstanbullu yatırımcıya karşı bir eşitsizlik değil mi? Bunu böyle dar kalıplarla, sloganik yaklaşımlarla ele almak asla doğru değil. Türkiye’nin gerçeklerini dikkate almak lazım” dedi.

Avdagiç, Türkiye’nin belli bölgelerinde, özellikle geleneksel iş kollarında çalışan, çok yoğun istihdam bulunduğunu ve o istihdamın korunması gerektiğini belirterek, “Türkiye’nin gelişmekte olan bölgelerindeki bir tekstil yatırımında çalışan 2-3 bin kişi, o şehirdeki sosyal dengeyi, huzuru sağlayan en önemli unsurların başında geliyor. Dolayısıyla İstanbul’da belli bir ücretle çalıştıramadığınız insanlara, orada o ücreti verdiğiniz zaman hem onlar bu ücretle çalışmaya devam edebiliyorlar hem de o şehrin huzuruna, sosyal hayatına olumlu katkı sağlayabiliyorlar. İşletmeler süreçlerini devam ettirebiliyorlar. Buna biraz daha geniş bir spektrumda bakmak lazım diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Yatırımın Çin’den geleni için de Avrupa ve Amerika’dan geleni için de aynı şeyi söylüyoruz”

Avdagiç, portföy yatırımlarının önemli olduğunu ama greenfield (sıfırdan) yatırımların daha da değerli olduğunu vurgulayarak, “Yatırımın Çin’den geleni için de Avrupa ve Amerika’dan geleni için de aynı şeyi söylüyoruz. Burada önemli olan yeni yatırım yapacak firmaların Türkiye’yi sadece bir ‘ara istasyon’ olarak değil, gerçekten belli somut üretimlerini yaptıkları ve üretim kabiliyetlerini gerçek anlamda kullandıkları, Türkiye’de onlara hizmet verecek tedarik sanayinin kapsamlı bir şekilde devreye alınacağı bir politikanın devreye girmesi ve bu yatırımlara teşvik verilirken Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların bu süreçten zarar görmemesine özen göstermek doğru olacaktır” diye konuştu.

Suriye’nin yeniden yapılanma sürecine ilişkin de değerlendirmede bulunan Avdagiç, “Türkiye’de Suriyeli misafirlerimizin önemli bir kısmı sığınmacı olarak değerlendirildi ve ucuz iş gücü olarak görüldü. Halbuki gözden kaçan bir durum var. Türkiye’de faaliyet gösteren Suriye asıllı insanların Türkiye’de kurduğu firmaların burada Türkiye adına üretim yaptıklarını, dünyanın dört bir yanında fuarlara katıldığını görüyoruz. İstanbul ve diğer illerdeki Suriyeli iş insanlarının kurduğu firmalar, sahip olduğu ticari bağlantılar önümüzdeki dönemde Suriye ile ilişkilerimizin geliştirilmesinde çok ciddi bir katma değer sağlayacaktır. Onların bir kısmı Türkiye’deki üretim araçlarını, üretim kabiliyetlerini Suriye’ye taşıyacaklardır. Ülkemizdeki Suriyeli müteşebbisler Suriye’de Türkiye’nin gücü ve güvenilir partnerleri olacaklardır” açıklamasını yaptı.

Avdagiç, Suriye’nin mevcut girişimci grubuyla çok hızlı bir şekilde ekonomisini toparlama kabiliyetine sahip olacağını belirterek, “Suriye’ye birkaç boyutlu bakmak gerek. Özellikle oraya, hızlı bir geri dönüş olacak. Dolayısıyla bu dönüşe bağlı olarak tüketimde bir artış olacak. Bu tüketimi karşılamak için mutlaka üretimle ilgili önemli atılımlar yapılacak. Suriye dışında Türkiye, Lübnan, Irak ve diğer komşu ülkelerde yaşayan, hatta şu anda Avrupa’da bulunan 1,5 milyona yakın Suriye vatandaşı var. Dolayısıyla bunların büyük bir katkısı olacağına eminim” diye konuştu.

Suriye’ye geçiş kapılarının hızlıca iyileştirildiğini ve kapasitelerinin artırıldığını kaydeden Avdagiç, Türkiye’de özellikle son 15 yılda yaşamış olan Suriyeli girişimcilerin yapacağı yatırımlarla iki ülkenin ticaret hacminin artabileceğini söyledi.

Avdagiç, söz konusu yatırımların yalnızca Suriye ile ticareti artırmakla kalmayacağını, Suriye üzerinden komşu ülkelere de daha fazla mal satma imkanı sağlayacağını sözlerine ekledi.

Related Posts

Bakan Kacır’dan savunma sanayii mesajı: Türk milletinin imzasını gökyüzüne attılar

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk milletinin öz evlatlarının Bayraktar, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR, HÜRKUŞ, HÜRJET, ATAK, GÖKBEY, KAAN, KIZILELMA ile Türk milletinin imzasını gökyüzüne attıklarını bildirerek, “Bu yolda yürüyen, inançla, gayretle çalışan başta gençlerimiz olmak üzere herkesin önünü açmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.

Bakan Kurum’dan depremzede aileye ziyaret: Sözümüzü tutacağız

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş ziyareti kapsamında Dulkadiroğlu ilçesindeki yeni evlerine taşınan Tıraş ailesine misafir oldu.

Çay üreticileri 2025 için istedikleri fiyatı açıkladı

Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Özsoy, 2025 yılı yaş çay fiyatının açıklanmasına sayılı günler kala, 210 bin çay üreticisinin merakla beklediği yaş çay fiyatının 35 lira olmasını istedi. Özsoy, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi …

4 aydır tüm şubeleri kapalıydı: KFC ve Pizza Hut, Türkiye’ye geri dönüyor

Yum! Brands’ın İş Gıda ile franchise sözleşmesini feshetmesinin ardından yaklaşık 4 aydır 537 şubesi kapalı tutulan KFC ve Pizza Hut, Türkiye’ye geri dönüyor. Amerikalı dev, gayrimenkul ve yatırım yönetimi hizmeti veren Value Solution Partners’la anlaşmaya varırken, şubelerin yeniden açılabilmesi için merkezi yatırımcılarla görüşmeler başladı.

Türkiye’nin, ‘Büyük sessizliği’ mi yoksa ‘Büyük çaresizliği’ mi?

Ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri yakından takip edilen eski Hazine Müsteşarı İktisatçı Mahfi Eğilmez, hayat pahalılığı karşısındaki tepkisizliği yazdı. Eğilmez, kendi adını taşıyan Web sitesinde “Büyük Sessizlik Kuramı” başlıklı yazısında …

Küresel piyasalarda gözler ABD’de açıklanacak enflasyon verilerinde (10 Mayıs 2025)

Küresel piyasalarda, ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakerelerine olan iyimserliklere karşın yatırımcıların temkinli davranmayı sürdürmesiyle geçen hafta karışık bir seyir izlenirken, gelecek hafta gözler ABD’de açıklanacak enflasyon verilerine …